Birkaç satır ile anlatılan sayfalar dolusu duygu. İnsanın bulunduğu ruh durumuna göre değişik anlamlar çıkarabildiği kelimeler topluluğu. Etkilendiğim şiirlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerden de gelecek şiirlere burasının açık olduğunu hatırlatmak isterim...
Ben seni hiç sevmedim ki
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni bir güle benzemeni sevdim
Bir de yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip gözlerinde durdular
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda
Ayakta kalmamı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni her hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su gibi özledim temmuz güneşinde seni
İkindide yağmur gibi
geceleyin yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi
Ben seni hiç sevmedim ki
Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim
Menekşeyle konuşmanı
Nisana hatırlatmanı
Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını
Düştüğüm zaman kanayan yanlarımı
Ve tuhaflığımı üşüdüğüm zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan kitapları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevgim
Yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedim ki
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde
Alemin ortasında kimsesizliğin sesinde
Buğusunda sabahın
Acımasızlığında bir ahın
Ağlayan yüzünde İsanın
Ferahlatan gücüyle duanın
korkutan yanıyla narın
İncirin zeytinin ve kalbin üstüne
gülün üstüne
tutunduğum umudun üstüne
Korkunun üstüne
Senin üstüne
Hepsinin üstüne
Ben seni hiç sevmedim ki
Gittiğin zaman
Gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevmedim
Ürküyordum sana alışmaktan
Yine de sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim
Yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedim ki
Ben sevdim mi
Adam gibi severim
Tutkun Bıçak
Hiç mayıs direğinin çevresinde danseden
Çocukları izledin mi?
Ya da yere vuran yağmuru, dinledin mi?
Hiç bir kelebeğin ani uçuşunu, takibettin mi?
Ya da geceye doğru kaybolan güneşi gözledin mi?
En iyisi yavaş ol.
Çok hızlı dans etme.
Zaman kısa ve MÜZIK ÇOK FAZLA SÜRMEYECEKUçan her güne doğru koşuyor musun?
Nasılsın diye sorduğunda, cevabı duyuyor musun?
Günün bitiminde yatağına uzanıyor musun?
Yüzlerce yeni koro , beynine dolduğunda?
İyisi mi yavaş ol.
Çok hızlı dans etme.
Zaman kısa ve MÜZIK ÇOK FAZLA SÜRMEYECEKHiç bir çocuğa o işi yarın yapalım, dedin mi?
Ve sen kendi acelende, onun hüznünü gördün mü?
Hiç dokunmayı kaybettin mi?
Hadi ölümle iyi bir arkadaşlık kuralım.
Çünkü , hoşça kal demek için,
Hiç zamanın olmayacak.
İyisi mi yavaş ol.
Çok hızlı dans etme.
Zaman kısa ve MÜZIK UZUN SÜRMEYECEK.Bir yerlere yetişmek için, çok hızlı koştuğunda,
Oraya varmak için, eğlenceyi yarı yarıya
Kaçırıyorsun.
Endişelenip acele ettiğinde, bütün günün
Boyunca,
Tıpkı açılmamış bir hediye gibi,
Uzaklara atılmış.
Hayat bir yarış değildir.
Onu daha yavaşa al.
MÜZIĞI DUY, ŞARKI BITMEDEN ONCE
Öyle çabuk geçiyor ki günler.
Hele sen de bir bak hayatına.
Yarın bitecek sanki hersey,
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına.
Günlerimiz dün bir, bugün iki.
SakIn birsey bırakma yarına
Yarın yok ki
Özdemir ASAF (Teşekkürler Deniz)
Kitabe-i Seng-i Mezar
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
Sevdaya mı tutuldum?
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Bende mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
Güzel Havalar
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle bir havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle bir havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Sakal
Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerle, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup Yazmasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yılın Halime'sini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
Misafir
Dün fena sıkıldım akşama kadar
İki paket cigara bana mısın demedi;
Yazı yazacak oldum sarmadı;
Keman çaldım ömrümde ilk defa;
Dolaştım,
Tavla oynayanları seyrettim,
Bir şarkıyı başka makamla söyledim;
Sinek tuttum, bir kibrit kutusu;
Allah kahretsin sonunda,
Kalktım, buraya geldim.
Rahat
Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;
Ölsem desene!